Din-Bir-Sen Van Şube Başkanı Halit Tuci, toplumun temel değer yargıları ile örtüşmeyen ve toplumu farklı yönlere iten noel tarzı kutlamaların gelecek nesiller adına büyük bir yanlış olduğunu ifade ederek,  her geçen yıl noel kutlamaları dozunun biraz daha arttığına dikkat çekti. Bundan çeyrek asır önce Türkiye’de yılbaşı kutlamaları ile ilgili bir şeyin olmadığına vurgu yapan Tuci, “Toplumumuz bu tür kutlamaların ne olduğunu dahi bilmiyordu. Ancak medyanın etkisi ve yozlaştırmanın ürünü olarak bu kutlamalar her geçen gün ciddi şekilde artıyor. Hele hele son yıllarda büyük kentlerde yapılan bir dizi etkinlikler de ise ahlaksız ve gayri ciddi görüntüler her seferinde ortaya çıkıyor” dedi.

 Millet olarak bu tür kutlamaların toplumu ve gençleri nasıl etkilediğini iyi analiz edip, ona göre değerlendirilmek gerektiği uyarısında bulunan Tuci, ailelerin bu anlamda çocuklarına sahip çıkmaları ve noelin ne anlama geldiğini, ne maksatla kutlandığını genç nesillere anlatması gerektiğini söyledi. Noel kutlamalarının İslam dininde yeri olmadığını belirten Tuci, “Bu, Hıristiyan inancının bir ürünüdür. Bu dine mensup olanlar noel kutlamaları yapıyorlar. Hıristiyanlar için bu kutlamaların herhangi bir sakıncası yoktur. Ancak bizim açımızdan bu kutlamaların yozlaştırıcı etkisi büyüktür. Ailelerimiz, gençlerin bütün etkilere açık olduğu bu dönemlerde çocuklarına sahip çıkmaları gerekiyor. Onlara yasakla değil, noelin ne anlama geldiğini ve inancımızın gereklerinin ne olduğunu bir kez daha hatırlatmasında fayda görüyoruz” ifadelerini kullandı.

 “Noel, batılıların eğlencesi”

 Noel kutlamalarının batı toplumunun bir eğlencesi ve inancının gereği olduğunun altını çizen Tuci, “Filistin'de, Afganistan’da, Suriye'de, Libya’da, Kenya’da, Somali’de ve İslam dünyasının her noktasında Müslümanlar ya açlık ve sefalet içinde ya da Amerika ve batının güdümünde birbirlerini öldürüyorlar. Kimin için yılbaşı kutlaması yapacağız? Müslümanları sömüren, kandan, terörden beslenenler amacına ulaşmış olabilir. Yeni bir yılın başlangıcında bu başarılarını kutlayabilir. Ancak biz Müslümanlar olarak neyi, niçin kutlayacağız? Kumar, içki, zina ve eğlence ile kutlamanın inancımızda hiç yerinin yoktur. Bayramlarımızı, dini ve milli günlerimizi hep beraber, büyük bir heyecanla kutlayalım. Kültürümüze ve dini inançlarımıza sahip çıkalım. Toplumumuzda yeri olmayan ‘Noel Baba’yı beklemeyelim. Evlerimizi Noel Baba ve çamla süsleyerek Hıristiyanlara benzemeyelim. Dünya ağlarken, çocuklar denize vururken, göçmenlere karşı kapılarını kapatan bu zihniyet, İslam için bu denli katı ve anlayışsızken, elle tutulur hiçbir örnek hareketi olmayan bu kişilere özenmek büyük bir patavatsızlıktır. Kendi değerlerinin, kendi inancının, kendi toplumunun farkında olmamaktır.  Yılbaşı siyonist, emperyalist vahşetin gizlenmeye çalışıldığı, Müslüman toplumların uyuşturulmaya çalışıldığı, insanların dikkatini farklı yerlere çekilmek istendiği, Müslüman ülkelerdeki zulümlerin, kıyımların gölgelendiği bir tarihtir” diye konuştu.

“Mekke'nin Fethi kutlu olsun

Açıklamasında Mekke'nin Fethi’nin 1395’inci yılına değinen Başkan Tuci, sözlerine şöyle devam etti:

“Yaşanan bazı olayla,r tarihin seyrini değiştirmiştir. Mekke'nin Fethi de tarihin en önemli olaylarından olmuştur.  Sevgili Peygamberimiz (S.A.V) doğduğu, büyüdüğü, yaşadığı ve peygamberliğin geldiği şehir olan Mekke'den ayrılarak, Medine'ye hicret etmek zorunda kalmıştı. Mekke, kan dökülmeden fethedildi. Sevgili Peygamberimiz, şehre girince umumi af ilan etti. Kâbe'yi putlardan temizlemek, Hz. Peygamberimizin en büyük hedeflerinden biriydi ve bütün putları Kâbe’den temizledi. Sevgili Peygamberimiz, fetih konuşmasında Mekke'lilere, "Gidiniz, serbestsiniz" buyurdu. Bu hadis göstermektedir ki; zorla vatanından çıkarılan, sonra da vatanına geri dönen ve kendisine eziyet eden ve vatanından kovan insanlara dokunmayan ve onlardan intikam almayan bir anlayış tarihe yazılmıştır. Mekke'nin Fethi kin ve nefreti değil, İslam'ın hoşgörü anlayışını apaçık ortaya koymuştur. Bütün insanlığa bir ders ve örnek olmuştur. Gönüller fethedilmiştir. Kısacası Mekke'nin Fethi bir dönüm noktasıdır.  Bu duygu ve düşüncelerle, İslam ve dünya tarihinde önemli bir yere sahip bulunan Mekke'nin Fethinin 1395. yılını kutluyor, sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed'in (S.A.V) adaletinin, tevazu ve hoşgörüsünün ve affediciliğinin insanlığa örnek olmasını diliyorum.”